Sevgilim
sevgilim ecza dolabının raflarında bekle beni bir tüp diş macunu, bir şişe siyanür ve zambak kokulu sabunlar
sevgilim Büyük Millet Meclisi'nde bekle beni kürsüdeki yerimi ısıt Güzel Konuşma Dersi vereceğim hiç ağzımı açmadan
sevgilim iki bilinmeyenli bir denklemde bekle beni matematik tanrısının sonsuzluk evi ve akıl hastanesinin sisli bahçesi
sevgilim bir kedi pençesinde bekle beni yüreğinde deltalı tırmık izleri ve karikatür saraylar
sevgilim polis otolarının fırıl mavi ışığında bekle beni sakallı kaldırımlar, guguklu saat suçları ve tarçın kokulu şizofren
sevgilim Çocuk Kalmışlar Derneği'nde bekle beni ' hepsi pekiyi ' süt dişlerin, korsan gemilerin ve altını ıslatmış bez bebeğin
sevgilim bu şiiirin çıkışında bekle beni saat kulemizi geçenlerde yıktılar
|
|
Akgün Akova
Kerrat Cetveli
Benim suçum yok! Bir çocuktan bir çocuğa geçen su çiçeği gibi bulaştın bana!
Kalbimi kucağıma aldım, kalbim, kapanmayan bir ahşap çekmece sanki yarısı içerde, yarısı dışarda boşlukta asılı kaldı dudaklarına!
Bir marangoz ustasıydım adeta bir ayağı mutlaka kısa masa yapan! Bir elimde çekiç, bir elimde çivi kendimi bir resim gibi çakacağım insanı aradım yıllarca!
Kim bilir, belki de denize indirilen gemiye çarpacak şampanya şişesiydim hayatında! Gemi indirildi, şampanya şişesi çarptı Sadece gözyaşlarının köpükleri bulaştı ağır ağır dalgalara!
Hadi diyelim ki, ilkokul üç talebesinin zorlandığı matematik işlemiydim yedi kere sekiz'in hiç bir boka yaramadığı bir hesap gibi hatırlandım aslında!
|
|
Küçük İskender
bir sigma işareti kadar kıvrak bir Pİ sayısı kadar sonsuzsun sevgilim. Sana olan sevgim limitlerin sonsuzuğuna ulaşıyor. Bir bakışın kalbimde matris kadar derin etkiler yapıyor. Kalem gibi kaşların, trigonometri gibi karışık saçların, tebeşir kokusu gibi burnumda tütüyor.
Çarpanlara ayrılmayan denklemler gibi nazlanma. Senden mektup almak inan integral almaktan daha zor. Bilinmeyenlerimiz farklı olsa bile polinomlar gibiyiz.
Eğer böyle devam ederse seni keşfedilmemiş dizi kuralları ile izleyeceğim. Seninle daire olalım. Merkezde ben, etrafımda eşit uzaklıklarda sen. Nereye bakarsam seni göreyim. Üzüntülerimiz teğet, sevinçlerimiz kiriş olsun.
Birbirimize o kadar yakın olalım ki, yarıçaplarımızın limiti sıfıra yaklaşsın. Şu anda y=ax2+bx+c parabolünün iki ayrı kolu isek de bir gün tepe noktasında buluşacağız. Sana bir sinx eğrisi gibi sürekli “k” sabiti kadar bağlıyım. Hiçbir parantez bizi ayıramaz.
Lisede Matematik öğretmeni Vural hoca ilk kez geldiğinde sınıfa Başladı anlatmaya Önce dört işlem Hep bilgi toplayın Gereksiz olanları Bireysel olanları çıkarın Nalıncı keseri kullanmayın
Başarınızda katkısı olanları unutmayın Gördüğünüz güzellikleri, iyiliklerle çarpın Üslü sayı olana kadar Sonsuz işareti çıkana kadar Hesap makinesi durana kadar
İşleme devam edin Türevler çok önemlidir İyiyi türetin, türesin Kötülüğün büyüklüğünden ürkmeyin Alın kare kökünü Bulun özünü, sıfırlayın gitsin
Sıfır bazen çokluktur İyinin sonsuzluk yoludur Sadeleştirmek iyidir Sorunların gerçeğini gösterir Sağlama yapmayı asla bırakma Her şey göründüğü gibi mi acaba
Matematik sorgulamadır Düşün taşın, aklını kullan Her şeyde nedeni niçini Bul gerçek sebebi
Papağanlık yapma Her sunulanı olduğu gibi alma Logaritmayı geometriyi öğren Yamuğun çevresini iyi hesap et,
Aldanma İçine dalma Geliştir kendini daire etrafında At gözlüklü dolap beygiri gibi, dolanma
Üçgeni de bil ama Eleştirilerinde sivri kenarlı olma Kendini yargılamada, çokgenler olsun Doğru seni Böyle bulursun
İntegral türevin tersidir Şimdiden, geriye gitmedir Hatalarının integralini çok katlı almalısın Nefsin integrali az katlı olsun Egon yok olsun
Öğrenciler şaşkın, kalemleri elinde Boş sayfalı kareli defterleri açık önlerinde Çocukların bazıları alaylı güldü Bu hoca üşütmüş ya
İyi iyi bol gırgır geçeriz Günümüzü gün ederiz. Bazıları şaşaladı Öğretmenin söylediklerini
Anlamaya çalıştı Lise bitti dağıldılar dört yana Alay edenler düzene uydular Okusalar da okumasalar da Rahat ettiler hayat yollarında
Vural hocayı dinleyenler Okusalar da okumasalar da Yollarda ki engelleri geçememekteler Gördüm Vural hocayı geçen gün Koştum hocam ben Aynur 669
Hoş beş ettik, ne yaptık neler ettik Hocam dedim işte böyle Sizi dinleyenler, kaldılar hayat dersinde Matematikten aldığımız yüzler boşaymış meğer
Başımı okşadı, ah evladım İnşallah son karneniz olur pekiyi Benden sadece söylemesi Önce ellerini öptüm
Sonra pofuduk yanaklarını Gözüm kaydı pırtık elbiselerine Kendimin iki dirhem bir çekirdek halime Yüzümün rengi karıştı, kırmızı ceketime Yaptık yapacağımızı, ona göre rahatımız bile bathsızlıktı
Çocukluğumuza ver Okulun merdiven korkuluklarından kayarken İtiş kakış, bizi Gene görmemezlikten duymamazlıktan geliver Kim olgun, kim gelişmiş dersini veriver.
Biz adam olmayız ama, hakkını helal ediver Aynur Baydar
Sensizliğin karesini aldım önce Sana çarptım çıkan sonucu Sonra hüznüme böldüm Sevdamı ekledim üzerine Birde baktım ki her yanımda sen Nasıl sevindim o an bir bilsen
Vur, öldür, kır beni, Parçalara ayır istersen Topla parçalarımı Sonra sana böl İşine nasıl gelirse işte Sonucu getir Yüreğimle çarp istersen Sevdamla topla yalnızlığımdan çıkar Gülüşünün karekökünü bul Tüm asal sayıları üzerime sür...
Tamam Beni sevmene ihtimal yok ama Anlatmaya çalışıyorum işte Sana olan sevgimi sayılarla Ben anlatamadım belki de Aşkımı sana edebiyatla Bari sen Matematikle anla...
Mehmet Çevik (Hazerfen)
X kare gözlü polinom sevgilim Beni çarpanlarıma ayırıp gitme Önünde 180 derece eğilmiş yalvarıyorum Sinüsümü kosinüsüne çarp ama alfamı alıp gitme
Sana binom açılımı gibi açılmak isterdim Fakat tanjantımdan öyle bir vurdun ki Havası alınmış silindire döndüm Bırak bu logaritmik ayakları Ben… Senin gibi ne integraller çözdüm Benim elimden ne prizmalar geçti Türevi alınmış sevgilim Senin… Senin kareköküne muhtaç değilim
|
|
|
|
|
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder